yemekleri bir de benim gözümden görün

Bugüne kadar çektiğim tüm yemek fotoğrafları ve bundan sonra çekeceğim yeni fotoğraflar, hep baktığımızın ötesini görebilme merakımdan. Sadece bakmamak, baktığımızı görmek, gördüğümüzü farkedebilmek benim amacım. Tabii yemek yapmayı, yemeyi ve fotoğrafını çekmeyi de çok sevdiğimi söylemeye gerek yok.
Siz de kendi çektiğiniz yemek fotoğraflarınızı, günün fotoğrafı köşesinde yayınlanmak üzere gönderebilirsiniz, bu da blogumuzun bir hizmetidir :))
Bu arada fotoğrafları izinsiz kullanmak yasaktır benden söylemesi.

18 Aralık 2010 Cumartesi

LOKMA'dan TATLILAR




27 Kasım 2010 Cumartesi

tarihi kadıköy çarşısı

Rengi anlatılacak gibi değil, mavi-mor ve çoook güzel.
Arkada da kuşburnu, şifa niyetine...

Ben bu manavların tezgah tasarımının gerçek bir sanat
olduğunu düşünüyorum, sebze ve meyveler bu kadar mı iştah açıcı görünür

İşte kışın en sevdiğim meyve: HURMA.

Sokak lezzetlerine bayılıyorum, midye dolmayı da tek geçerim.

Bu kuru sebze dolmaları bir harika, nar  ekşili... acılı... daha ne diyim?

İşte tablo diye ben buna derim :))

Hepsi burada, kesin deneyin

Benim gibi iflah olmaz bir yumurta severin bu görüntüyü es geçmesi
mümkün değildi tabii, ben de geçmedim.

Biliyorum bunlar korkunç, her gördüğümde oradan kaçarak gidesim geliyor
tadını hiç bilmiyorum ama böyle görünen bişeyi nasıl yiyebilirim ki?

Bak bunları yerim ama...

Derya kuzusu bunlar

İstridyeler... Yukarıdaki balığa dikkat :))

Kış geldi, sobanın üzerinde demlenen ıhlamurun kokusu da burnuma geldi.
Artık soba yok pek, o koku da mutfaktan odaya kadar ulaşmakta
zorluk çekiyor ama siz yine de taze taze alıp demleyin.
Demlerken içine bir elmanın kabuklarını soyup ekleyin, birkac dilim limon
eğer severseniz bir çubuk da tarçın koyun. Eğer boğazınız hastaysa
bardağa ıhlamurla beraber 1 kaşık da bal ekleyin. Geçmiş olsun...

Adaçayı, kokusuna doyum olmaz.

23 Kasım 2010 Salı

kahve

Kahve mi çay mı deseniz hiç tereddütsüz çay derim ama
bazen de kahve ister insanın canı...
Hele ki yanında da böyle içinde nanelerin dinlendiği,
limonun arkadaşlık ettiği su eşliğinde gelirse...

21 Kasım 2010 Pazar

tarladan, bahçeden yeni topladık

Doğadaki renkler o kadar muhteşem ki, fotoğrafın renkleri ile
oynadım sanmayın diye söylüyorum. Aslında alışveriş yapmaya çıkmıştım
ama burada fotoğrafını gördüğünüz sebze ve meyvelerin bu lezzetli ve
inanılmaz görüntüleri karşısında daha fazla dayanamadım,
koşarak eve gidip fotoğraf makinemi alıp geri geldim ve bu kareleri çektim.
Fotoğraf çok özel bir şey, bir saat sonra bu meyveler, sebzeler artık
orada olmayacaklar ama bu görüntüler kalacak, eve gittiğime değmez mi?

Tarla biberi, tatlı mı tatlı, tam kahvaltılık aslında ama yemeğe katınca
lezzetini kesin ayırdedebiliyorsunuz.


DÖNGEL
Döngel yöresel adı, bizim bildiğimiz muşmula! Heryerde bulunmayan,
GDOsuz, tadı hafif ekşi ama durdukça tatlanır.
Adının da bir tekerlemeden geldiği rivayet edilir, şöyle ki:
"Muşmula suratlı beşbıyık,
hadi döngel artık
kış geldi geçiyor
seni hala bulamadık"


KANLICA MANTARI
Mantar türleri arasında oldukça lezzetli bir seçenek olan Kanlıca Mantarı
çok da fotojenik gördüğünüz gibi :)  Gördüğünüz yerde almanızı ve
aynı gün yapıp tüketmenizi öneririm. Ne mi yapıcaz dediniz?

MANTAR KAVURMA
Mantarları alıp iyice bir yıkayın ama parçalamadan çünkü
çok gevrek bir yapısı var. Sonra düzgün bir şekilde küp küp doğrayın.
bir tencereye suyu koyun, suya da limon
sıkın ki kararmasın, 10 dk haşlayın alın, süzün.
1 tane orta boy soğanı küçük küçük doğrayın, tencerenize zeytinyağını
koyup biraz kızdırıp soğanları atın 1 dk sonra da mantarları atın.
Mantarlar suyunu salıp tekrar çekinceye kadar kavurun, tuzunu ve
karabiberini ekleyin, kapatın. Kavurma hazır, bu malzemeyi börek içi
olarak da kullanabilirsiniz, çok da nefis olur benden söylemesi...

Kara turp, çok karizmatik değil mi :))


16 Kasım 2010 Salı

LOKMA: bayrama özel lezzetler

Bayrama özel LOKMA tatlısı, Rumelihisarı Lokma cafe'de
bayram boyunca ikram olarak sunuluyor, benden söylemesi :))
Bir de Türk kahvesi... Aslına uygun telvesi, köpüğü ayarında,
Lokma cafe'de yemekten sonra keyif için şiddetle önerilir

15 Kasım 2010 Pazartesi

adım adım APPLE PIE

APPLE PIE

Bayram dolayısıyla büyük bir hizmet gerçekleştiriyor veeee
adım adım fotoğraflarla belgeleyerek benim meşhuuur apple pie tarifimi
günışığına çıkarıyorum :)
Öncelikle elmaları soyuyoruz, çekirdek ve saplarını çıkararak
küçük küçük doğruyoruz.

Küçük doğradığım elmaları tavaya alıp, 1 bardak toz şeker ve
1 tatlı kaşığı tarçın ile pişiriyorum. Suyunu salıp tekrar çekince indiriyorum.
isterseniz içine kuru üzüm de koyabilirsiniz ben çok fazla tatlı
sevmediğimden koymuyorum.

Elmaları pişirip dinlendirirken, hamuru hazırlamaya başlıyorum.
2 su bardağı un, 1 yumurta, 125 gr tereyağı, yarım paket karbonat ve
aldığı kadar su hamurun malzemeleri.
Önce tereyağı ve unu özdeşleşene kadar yoğurup diğer malzemeleri
sonradan ekliyorum, biraz kas gücü gerekiyor önceden söyleyeyim :)
Hamuru iki parçaya ayırıp, yarısını 6-7 mm kalınlığında açıp,
yağladığım fırın kabının ölçüsü kadarkesip fırın kabının altına kaplıyorum.

Fırın kabının altına kapladığım hamurun üzerine önceden pişirdiğim
elmaları tüm alana yayılacak şekilde yerleştiriyorum.

İkiye ayırdığım hamurun ikinci yarısını da açarak elmaların
üzerini kaplayacak şekilde kapatıyorum ve hamurun daha iyi pişmesi için
üzerine bıçakla kesikler atıyorum hem de daha havalı oluyor  :))
ve fırına atıyorum. 180 derece fırında 20 dk kadar üzeri çok kızarmayacak
şekilde pişiriyorum ve çıkarıyorum.

Ben genelde çok içi tez ve sabırsız bir insan olduğumdan,
her zaman tam soğumadan üzerine pudra şekeri serpiyorum o zaman da
hamur şekeri emiyor :(( amaaa bu sefer bekledim ve sonuç mükemmel oldu
Herkese afiyet olsun, iyi bayramlar

5 Kasım 2010 Cuma

Maraş'tan bildiriyorum :)

Maraş(tan yeni geldim. K.Maraş'ın en iyi oteli (gidenlere tavsiye edilir) Saffron Hotel'de
şefin kendi elleriyle yaptığı Maraş dondurmasını ve fıstığı bol baklavayı yerinde denedim,
Maraş'tan bildiriyorum:
Keçi sütünden yapılan Maraş Dondurması ve fıstığı bol çıtır çıtır fazla pişmemiş baklavanın
(bu çok önemli, maraşlılar eğer çok kızarmış olursa baklavayı yemiyorlar)
tadı damağımda kaldı :))
Saffron Hotel aşçısının ellerine sağlık (kendisinin başka maharetleri de var
onları da bilahare göstereceğim efendim.

19 Ekim 2010 Salı

balık olur da meze olmaz mı?

Kavun, balık ve rakılı sofraların baştacı

Kavun-peynir şekli farklı da olsa kavun peynirsiz, peynir kavunsuz olmaz
Artık bundan sonra dolmaları böyle kimono giymiş japon gibi sarıyoruz :))
Çok güzel görünmüyorlar mı?
Süzme yoğurt, sarımsak, zeytinyağı, nane...
Biraraya gelince adına 'Haydari' diyoruz ya yemeden de duramıyoruz.
Zeytinyağlı, kırmızı biberli nefis köz patlıcan salatası
Bu da hamsi kuşu :)) Henüz yemediyseniz çok şey kaçırdınız.

Çilav

Yasemin pirinci ile yapılmış, soya soslu çilav...
Balıkla mükemmel bir ikili oluşturuyorlar.
midtown hotel'in yemeğe aşık, ödüllü şefi Ali ustanın ellerine sağlık.

Rakı-Roka-Balık


Izgara lüfer, yanında soya soslu çilav ve mücver.
midtown hotel'de rakı-roka-balık günleri başladı


Hamsi... balıkların en kolay lokma olanı,
kılçıklı bile yesen boğazına batmaz, küçüktür ama lezzetine doyum olmaz...
Tava yapılmış ama sunuma bakar mısınız


Palamut tava, dilim dilim kırmızı soğanların üzerine yatmış...
Yanında ekşi roka, limon ve alışılmadık bir garnitür, cips patates...


10 Ekim 2010 Pazar

Bir varmış bir yokmuş: BEZE

Kar gibi ama sert, şeker gibi ama ağızda dağılır,  bir kase dolusu var dersin
bir bakmışsın bitmiş, yani bir varmış bir yokmuş :))
Yumurta akı ve şeker bu kadar mı güzel bir şeye dönüşür?

BEZE
2 yumurta akı
2 çay bardağı pudra şekeri
Bir tutam tuz
1 çay kaşığı nişasta

Oda sıcaklığında olan yumurta aklarını karıştırma kabına alın
-bu önemli bir detay oda sıcaklığında olmasına dikkat edin-
üzerine bir tutam tuz serpin.
Nişastayla karıştırdığınız pudra şekerini katıp 10 - 15 dakika çırpın.
Kıvamını anlamak için kabı ters çevirin düşmüyorsa tamamdır
(biraz tehlikeli görünüyor ama siz halledersiniz) 1 tatlı kaşığı kadar alıp
yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin ya da resimde gördükleriniz gibi olsun
istiyorsanız bir krema sıkma torbasına doldurup şekilli bir uçla tepsiye
gördüğünüz şekilde koyun,
krema torbası veya şekilli uçları olmayanlar da bir buzdolabı poşetine
doldurup, ucunu keserek yapabilir herşeyin kolayı var üzülmeyin :) 
80 C de sertleşip kabarana kadar pişirin.
Düşük ısıda uzun sürede pişmesi çok önemli sakın acele tmeyin.
Afiyet olsun

8 Ekim 2010 Cuma

Su böreği yalancı olmuş




Bu resimdeki su böreği gerçekten türünün en iyi örneklerinden biriydi. Hakiki, tereyağlı  su böreği. Tabii hakiki su böreğini yapmak uzmanlık ister herkes yapamaz o yüzden ben de size bir iyilik olarak  Yalancı Su böreği tarifini veriyorum, kıymetimi bilin :)
YALANCI SU BÖREĞİ
6 adet yufka / 4 yumurta / 2 su bardağı süt / 1 su bardağı sıvıyağ / 2 su bardağı su
300gr beyaz peynir / 1 demet maydanoz, doğranmış
Derince bir kap alın, yumurta, süt, sıvıyağ ve suyu iyice karıştırın. Büyük boy fırın tepsisini yağlayıp bir yufkayı serin. Taşan kenarları koparın. Başka bir yufkayı rulo halinde sarıp küçük parçalar halinde koparıp hazırladığınız sütlü karışıma batırın ve yanyana tepsiye dizin. Diğer bir yufka ile aynı işlemi tekrar edin. Peynirli iç malzemesini yayın. Diğer 2 yufkayı yine parça parça kopararak sütlü karışıma batırıp iç malzemesinin üzerine dizin. Kalan son yufkayı da en üste kapatarak artan sütlü karışımı böreğin üzerine dökün. Önceden ısıtılmış 190C fırında üzeri kızarana dek pişirin. Sıcak servis yapın.